Markalaşma Hikayesi Olan Marka Kazanır
Her markanın hikayesi başka başka. Kimisi güçlü etik değerlerle A sınıfı yüksek performanslı ürünleri bir araya getiriyor, kimisi yaşama tutkusuyla eğlenceyi birleştiriyor; kimisi de Nike gibi çeyrek asırdan fazla kullandıkları ‘’just do it’’ sloganıyla evrensel mesajlar vererek kahramanlar yaratıyor. Marka hikayesi, kuruluşundan önce ve kuruluş süresince geçirdiği dönüşümleri, yolculukta karşılaştığı başarı ve başarısızlıkları, umutlarını dürüstçe müşterisiyle paylaştığı varoluş öyküleridir.
Artık öteki değil; iletişim
Düşman değil pazarlık
Avcılık değil birlikte yaşama
Olumsuzluk değil mutlak olumluluk
Ölüm değil; kopyanın ölümsüzlüğü
Ötekilik değil; özdeşlik ve farklılık
Baştan çıkarma değil; cinsiyet ayrımsızlık
Yanılsama değil; aşırı gerçeklik
Giz değil; saydamlık
Yazgı değil; kusursuz cinayet var..
Baudrillard ( Kusursuz Cinayet)
Yalnızca gerçeğin değil gerçekle birlikte ‘’öteki’’nin de yok edilmesi çağına girdiğimizi ifade eden Fransız düşünür Baudrillard, kontrol edilebilir bir sanal gerçeklikten bahsediliyor esasında. Kusursuz cinayet var tamam fakat kusursuz marka hikayesi yoktur. Kusurlarıyla içimizden birinin, sıradan birinin başarılı bir marka olması daha çok ses getirir. Aslına bakarsanız kusursuz insanlar toplumda pek de sevilmez ta ki kusursuz olmadıklarını açıklayana dek. Kusursuz görünmeye çalışırken, en iyi biziz mesajını vermeye çalışırken markalar bazen samimiyetsiz ve ukala olarak algılanabiliyor, evet markaların da karakterleri var.
Dolayısıyla marka hikayesi oluşturulurken hayale ulaşma yolculuğunda yaşanan zorluklar, bunları aşma maceraları müşterilerle duygusal bir bağ kurarak ifade edilebilirse, markalar kesinlikle daha kolay yer edinecek ve benimsenecektir. Tüm kusurları ile başarılı olan kişiler ve markalar daha çok sevilir.
Son yıllarda özellikle büyük teknoloji markalarının ardında yatan hikayeleri çokça okuduk ve dinledik; ıphone denince Steve Jobs’u, Tesla deyince Elon Musk’ ı… Onlar kadar büyük olmasa da online traş seti aboneliği girişimi ‘ Dollar shave club’’ ın muazzam marka değeri edinmesinin ardındaki hikayeye bakalım:
2011 yılında Mark Levine ve Michael Dublin tarafından kuruldu, 2012’ de de lansmanı gerçekleşti yayınlanan youtube videosuyla 23 milyon kez izlendi, bu viralle hafızalarda yer edinmeyi başardı. Güncel verilere bakıldığında 3,4 milyon abonesi olan markanın, 2015’ de 152 milyon dolar ciro elde etmesi ve sosyal medya fenomeni haline gelmesiyle Unilever markayı 2016 yılında satın aldı; muazzam bir başarı öyküsü..Tüketiciyle eğlenceli ve otantik bir marka karakteriyle hikayeleşiyor Dollar Shave Club. Farklı görünümdeki insanların kişisel bakım alışkanlıklarını Universal Studios içinde kurulan 26 tane banyo arasında yolculuk ederek tıraş bıçağından daha fazlasını sunduğunu vurguluyor.
Yaratıcı bir marka karakteri yaratmak oldukça zordur fakat bunu başarıp başaramayacağınızı deneyimlemeden görmek mümkün değil. Markalar için önemli temel değerleri kişiliğe büründürmek ve onu hikayelendirebilmek oldukça değerli bir yaklaşım.
Markaların karakter arketipleriyle nasıl özdeşleştirileceğine dair 12 tip hakkında, aşağıda linkini paylaştığımız analitik psikolojinin kurucularından Carl Gustav Jung’ın, Sparkol daki blog yazısına göz gezdirmenizi öneririz.
https://www.sparkol.com/en/Blog/The-12-brand-archetypes-all-successful-businesses-are-built-on
Sizin markanızın hikayesi ne? Markalaşma yolculuğun hikayeleştirilmesi, kurumsal kimlik kazanımı ve tescil süreçlerinde fikirlerimizden yararlanmak için yorumlara e-mailinizi bırakmanız yeterli, marka danışmanlarımız size ulaşacaktır.
Markalaşma, satış yönetimi ve dijital pazarlama gibi konular üzerine blog yazılarımızdan, güncel teşviklerden, haberdar olmak adına sosyal medya hesaplarımızı takip edebilirsiniz.